Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefatının yıldönümünde anılıyor. Sivil, demokrat ve hoşgörülü kişiliğiyle Türk siyasi tarihinde önemli bir iz bırakan Özal, ülkeyi dışa açan politikalarıyla tanınıyor. İsmi, üniversitelerden bulvarlara, okullardan meydanlara kadar pek çok yerde yaşatılıyor.
1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olan Özal, seçilemedi. Kardeşi Korkut Özal ise İstanbul’dan milletvekili oldu. Tarihi bir tesadüf olarak, Turgut Özal’ın o dönem meclise girememesi, 12 Eylül darbesi sonrası siyasi yasağı engelledi ve 1983’te Anavatan Partisi’ni kurarak başbakanlığa yükselmesinin önünü açtı.
Özal’ın siyaset tarzı, farklı kesimleri bir araya getirme becerisiyle dikkat çekti. Cemil Çiçek’in aktardığına göre, “siyasette yumruk sıkmak yerine el sıkma” felsefesiyle hareket eden Özal, dört farklı siyasi eğilimden destek almayı başardı.
Kamuoyu araştırmalarını Türk siyasetine kazandıran isimlerden biri olan Özal, kapalı devre bir danışma sistemi kurmuştu. Siyaset dışındaki saygın isimlerin görüşlerini alarak karar süreçlerini şekillendiriyordu. Cemil Çiçek, bu sistemde İstanbul’daki önemli isimlerle görüşerek Özal’a geri bildirimler iletiyordu.
Özal’ın vefatından sonra bazı çevrelerin tavır değiştirmesi dikkat çekerken, Mardinli iş insanı Zeynel Abidin Erdem, eşi Semra Özal’ı yalnız bırakmayarak vefa örneği gösterdi.
Devlet protokolünde Başbakan Özal’ın 7. sırada yer alması, o dönemin vesayet sisteminin bir göstergesiydi. Buna rağmen Özal, reformları ve dışa açılım politikalarıyla Türkiye’nin geleceğine yön verdi.
Futbola olan ilgisiyle de bilinen Özal, bir Almanya seyahati dönüşünde Gençlerbirliği’ne üye olmayı kabul etmiş ve rozetini takmıştı.
Turgut Özal’ın siyasi mirası, Türkiye’nin demokratikleşme ve modernleşme sürecindeki etkisiyle halen konuşuluyor. Vefatının ardından geçen yıllara rağmen, Türkiye onu unutmadı.