“The White Lotus” dizisinin üçüncü sezonuyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Sezonun temposu, Taylandlı karakterlerin yeterince işlenip işlenmediği ve ensest temalarının aşırıya kaçıp kaçmadığı gibi konular izleyiciler arasında farklı görüşlere yol açtı. En önemli soru ise, Mike White’ın zengin ve mutsuz beyaz karakterler hakkında söyleyecek sözünün kalmayıp kalmadığıydı.
Sezon başlamadan önce, eleştirmenlere gösterilen altı bölümü iki gün içinde izleme kararı almıştım. Altıncı bölümün sonuna geldiğimde, sezon benim için anlam kazanmaya başlamıştı. İnsanların en kötü yönlerinden ve geçmiş hatalarından kaçıp kaçamayacağına dair temalar, dizinin alışılagelmiş cinsel ve şiddet içeren sahnelerine daha derin bir anlam katıyordu.
Ancak yedinci bölüm hayal kırıklığı yarattı. Beklenen doruk noktalarına ulaşamayan ve fazla doğrudan diyaloglarla dolu bir bölümdü. Bir aydan fazla bir süre sonra izlediğim bu yeni bölüm, sezonun eksikliklerine karşı fazla hoşgörülü mü davrandığımı sorgulamama neden oldu.
Sekizinci bölüm ise, yedinci bölümün kaçındığı tüm doruk noktalarını sunuyor. 90 dakikalık bu finalde, neredeyse tüm ana karakterler kim olmak istedikleriyle ilgili bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bazıları kötü kararlar veriyor ve bazıları bunun karşılığında para ve güvenlik gibi ödüller kazanıyor.
Sezonun ilk bölümlerinden tanıdığımız Belinda, bu finalde Greg’den 5 milyon dolar talep ediyor. Ancak bu anlaşma, Belinda’nın Taylandlı sevgilisi Pornchai ile birlikte bir spa açma hayalinden vazgeçmesine neden oluyor. Belinda’nın bu parayı almasını anlamak zor değil, ancak sürecin işlenişi onu pek de olumlu bir ışıkta göstermiyor.
Final bölümü, karakterlerin geçmişleriyle yüzleşmelerini ve geleceğe dair tercihlerini ele alırken, dizinin alışılagelmiş gerilim ve dram unsurlarını da başarıyla harmanlıyor.